İSTANBUL SOKAK TİYATRO FESTİVALİ BAŞLIYOR
Yaşadığımız dönem, hiç olmadığı kadar, her şeyi paranın ve onun ideolojik hegemonyasına alıyor. Tiyatroları sahnelere, sahneleri ise ekonomik açıdan tam bir piyasacı egemenliğe; ideolojik olarak gerici-milliyetçi anlayış ve oyunlara mahkum ediyor. Bu mahkum edişin kaynağında, her şeyde olduğu gibi tiyatroyu bir meta haline getirme anlayışı var. İşte tam da buna karşı, yani tiyatronun piyasalaştırmasına, tüm boyutlarıyla metalaştırılmasına karşı; tiyatronun üzerine örtülmeye çalışılan örtüyü yırtması, tiyatroya vurulmaya çalışılan zincirlerin kırılması için Oyun SOKAK’ta adıyla sokak tiyatro festivali düzenliyoruz.
Sahnelerin binlerce binlerce yıllık insanlık birikimini yansıtmasına karşın, artık muhalif olan, devletten ya da sermaye gruplarından destek alamayan tiyatroların kendini var etme, gösterme, ideolojik tavrını ve tarafını ortaya koyma şansı bulunmamaktadır. Oyunlarını emekçilere ve ezilenlere götürme şansları yok. Olanlar da yasaklarla boğuşmak zorunda. Uzun çalışma saatlerine mahkum, asgari ücretin açlık sınırının çok altında; hak ve özgürlüklerin yok sayıldığı ve faşizm uygulamalarının neredeyse rutin gündemimiz olduğu bir coğrafyada emekçilere ve ezilenlere tiyatroyu götürmek, biz emekten, özgürlükten ve de başka bir dünyadan yana taraf olan sanatçı ve kurumlarca bir görev.
İşte bu eksende rengi, dili, cinsiyeti ne olursa olsun; tiyatroyu emekçilerle, yoksullarla, ezilenlerle buluşturmak isteyen tüm tiyatroları hak edenlerle, gerçek muhataplarıyla buluşturuyoruz.
Tiyatromuzu, oyunlarımızı, düşlerimizi, umutlarımızı emekçilere, çocuklara, kenar mahalle semtlerine götürüyoruz.
Anlatılan senin, hepimizin hikayesi.
Tiyatro ve onun kökleri binlerce yıllık tarihinde bazı zamanlarda, aynı bu zamanlardaki gibi, saraylara, şatolara, seçkin salonlara yani egemenlerin suyuna su taşısa da başka biçimlerle, içeriklerle ve de inatla emekçilerin, yoksulların, ötekilerin içinde kalmaya, bizden olmaya devam etmiştir. Bizimkilerin mücadelelerinde hep yerini almıştır. Egemenlerle mücadelesinde derdini, özlemini, kavgasını rengarenk biçimlerle, üsluplarla, tarzlarla söylemiş, oynamış, göstermiştir. Bazen bir perdede gölgelerle anlatmış, bazen bir ibiş olmuş güldürerek vermiş mesajını, bazen bir Aristopenes olmuş eşek arılarına karşı örgütlemiş emekçileri, bazen bir Meyerhold olmuş yıkmış saray duvarlarını,gericiliğin-ayrımcılığın hapishanesinin tekdüzeliğini. Ama illa da hep sokakta olmuş, illa da özgürlüğünün peşinden koşmuştur.
Tiyatro senin hakkın, oynamak tiyatrocunun hakkı.
OYUN SOKAK’TA, ÖZGÜRLÜK SOKAK’TA
Bir yanıt bırakın